Boks tarihinde bazı isimler vardır ki ringde sergiledikleri yetenek, sarsılmaz irade ve elde ettikleri başarılarla ölümsüzleşirler. Bu isimlerden biri de şüphesiz, kariyerini tek bir yenilgi dahi almadan tamamlayan, süper orta sikletin en uzun süre hüküm süren şampiyonu “Galler’in Gururu” Joe Calzaghe’dir. Hızı, dayanıklılığı ve bitmek bilmeyen yumruk kombinasyonlarıyla rakiplerini çaresiz bırakan Calzaghe, sadece bir boksör değil, aynı zamanda bir ulusun umudu ve simgesiydi. İşte Sardinyalı bir müzisyenin oğlunun, dünyanın en büyük boks sahnelerini fethetme hikayesi.
Erken Yaşamı ve Amatör Kariyeri: Bir Efsanenin Doğuşu
Joseph Calzaghe, 23 Mart 1972’de Londra’da dünyaya gelse de, hayatının neredeyse tamamını Galler’in Newbridge kasabasında geçirdi. Babası, Sardinya’dan Galler’e göç etmiş bir müzisyen olan Enzo Calzaghe, annesi ise Galli olan Jackie Calzaghe’ydi. Joe’nun hayatındaki en belirleyici figür, boksla hiçbir profesyonel geçmişi olmamasına rağmen oğlunun potansiyelini gören ve onu çalıştırmaya başlayan babası Enzo olacaktı.
Enzo’nun derme çatma spor salonunda başlayan bu baba-oğul ilişkisi, boks tarihinin en başarılı ortaklıklarından birine dönüşecekti. Joe, amatör kariyerinde büyük başarılar elde etti. Üst üste üç yıl İngiliz Amatör Boks Birliği (ABA) şampiyonluğu kazandı ve 120 maçlık amatör kariyerinde sadece 10 yenilgi aldı. Solak gardı (southpaw), olağanüstü el hızı ve içgüdüsel dövüş zekası, profesyonel arenada fırtınalar estireceğinin ilk sinyallerini veriyordu.
Profesyonel Kariyer: Yükseliş ve Şampiyonluk
Calzaghe, 1993 yılında profesyonel oldu ve ilk maçından itibaren durdurulamaz bir güç olduğunu kanıtladı. Kariyerinin ilk yıllarını, büyük ölçüde Galler ve İngiltere’de dövüşerek, sadık bir hayran kitlesi oluşturarak geçirdi. “Galler’in Gururu” ve “İtalyan Ejderhası” lakaplarıyla anılmaya başlanmıştı.
1. Unutulmaz Maç: Chris Eubank ve WBO Şampiyonluğu (11 Ekim 1997)
Calzaghe’nin kariyerindeki ilk büyük dönüm noktası, efsanevi İngiliz boksör Chris Eubank ile yaptığı WBO Süper Orta Siklet unvan maçıydı. Aslında İrlandalı Steve Collins ile dövüşmesi planlanmıştı, ancak Collins’in beklenmedik emekliliği üzerine Eubank maça dahil oldu. Eubank, tecrübesi ve çelik gibi çenesiyle bilinen, dönemin en büyük isimlerinden biriydi.
Maç başladığında, 25 yaşındaki Calzaghe, açılış saniyelerinde Eubank’ı ağır bir yumrukla yere sererek tüm dünyaya bir mesaj verdi. Ancak Eubank, efsanevi dayanıklılığını göstererek ayağa kalktı ve 12 raunt süren acımasız bir savaşa imza attı. Calzaghe, hızını ve çalışma temposunu kullanarak maçı domine etti ve sonunda oybirliğiyle galip gelerek ilk dünya şampiyonluğunu kazandı. Bu zafer, 10 yıldan fazla sürecek efsanevi bir saltanatın başlangıcıydı.
Uzun Saltanat ve Eleştiriler: Gölgede Kalan Bir Kral
Calzaghe, WBO kemerini kazandıktan sonra unvanını tam 21 kez başarıyla savundu. Bu dönemde Charles Brewer, Byron Mitchell ve Mario Veit gibi önemli isimleri mağlup etti. Ancak bu uzun hükümdarlık, beraberinde eleştirileri de getirdi. Birçok boks otoritesi, Calzaghe’yi en iyi Amerikalı rakiplerle yüzleşmekten kaçınmakla ve kariyerini Avrupa’da, “güvenli limanlarda” geçirmekle suçluyordu. Özellikle sık sık yaşadığı el sakatlıkları, onun büyük birleşme maçlarına çıkmasını engelliyordu.
Ancak bu eleştiriler, onun ringdeki mutlak hakimiyetini gölgede bırakamazdı. Calzaghe, her savunmasında rakiplerini adeta bir yumruk fırtınasına tutuyor, hızı ve dayanıklılığıyla onları boğuyordu.
Birleşme Maçları: Eleştirileri Susturan Efsanevi Geceler
Kariyerinin sonlarına doğru Calzaghe, hakkındaki tüm şüpheleri ortadan kaldırmak ve adını tarihin en iyileri arasına yazdırmak için en büyük meydan okumaları kabul etti.
2. Unutulmaz Maç: Jeff “Left Hook” Lacy ve Boks Dersi (4 Mart 2006)
Bu maç, Calzaghe’nin kariyerinin şaheseri olarak kabul edilir. Amerikalı Jeff Lacy, IBF şampiyonu, yenilgisiz ve “yeni Mike Tyson” olarak lanse edilen korkutucu bir puncher’dı. Boks dünyasının büyük bir kısmı, Lacy’nin Calzaghe’yi rahatlıkla geçeceğini düşünüyordu. Maç, Manchester’da on binlerce seyircinin önünde gerçekleşti.
O gece ringde yaşananlar, bir boks maçı değil, adeta bir sanat gösterisiydi. Calzaghe, Lacy’ye hayatının dersini verdi. Hızı, ayak hareketleri ve isabetli yumruklarıyla Lacy’yi tam 12 raunt boyunca çaresiz bıraktı. Maç boyunca 1000’den fazla yumruk atan Calzaghe, 12. rauntta rakibini yere indirdi. Puan kartlarında ezici bir üstünlükle (119-105, 119-107, 119-107) kazanan Calzaghe, WBO ve IBF kemerlerini birleştirerek süper orta sikletin tartışmasız kralı olduğunu kanıtladı. Bu zafer, tüm eleştirmenleri sonsuza dek susturdu.
3. Unutulmaz Maç: Mikkel Kessler ve Yenilmezlerin Savaşı (3 Kasım 2007)
Sırada, Danimarkalı yenilgisiz WBA ve WBC şampiyonu Mikkel Kessler vardı. Bu, iki yenilgisiz şampiyonun sıkletin mutlak hakimi olmak için karşılaştığı dev bir mücadeleydi. Maç, Calzaghe’nin evi olan Galler’deki Millennium Stadyumu’nda 50.000’den fazla coşkulu taraftarın önünde yapıldı.
Maç, beklendiği gibi taktiksel ve zorlu geçti. Kessler, ilk rauntlarda Calzaghe’yi zorlasa da, Galli efsane tecrübesini, zekasını ve bitmek bilmeyen motorunu kullanarak maçın kontrolünü ele geçirdi. Özellikle son rauntlarda artırdığı temposuyla Kessler’i geride bıraktı ve oybirliğiyle galip geldi. Bu zaferle Calzaghe; WBO, WBA, WBC ve The Ring dergisi kemerlerinin sahibi olarak süper orta siklette ulaşılması güç bir başarıya imza attı.
Amerika Rüyası: Efsanelerle Yüzleşme ve Veda
Süper orta siklette kanıtlayacak bir şeyi kalmayan Calzaghe, kariyerinin son iki maçı için hafif ağır siklete çıktı ve efsanelerle yüzleşmek için Amerika’ya gitti.
4. Unutulmaz Maç: Bernard Hopkins ve Taktik Savaşı (19 Nisan 2008)
Calzaghe, Las Vegas’ta ringlerin en kurnaz ve en zeki boksörlerinden biri olan “Cellat” lakaplı Bernard Hopkins ile karşılaştı. Hopkins, maç öncesinde “Asla bir beyaz çocuğa kaybetmem” diyerek gerilimi tırmandırmıştı. Maç, Calzaghe için kâbus gibi başladı ve ilk rauntta bir flaş yumrukla yere düştü. Ancak Calzaghe, kariyerinde defalarca gösterdiği gibi sarsılmaz bir iradeye sahipti. Ayağa kalktı ve Hopkins’in kirli taktiklerine, sarılmalarına ve yavaşlatma çabalarına rağmen 12 raunt boyunca daha çok çalışan ve daha fazla isabetli yumruk bulan taraf oldu. Sonunda, bölünmüş kararla (split decision) maçı kazanarak Amerika’daki ilk büyük zaferini elde etti.
5. Unutulmaz Maç: Roy Jones Jr. ve Veda (8 Kasım 2008)
Calzaghe’nin son dansı, bir neslin en yetenekli boksörü olarak kabul edilen Roy Jones Jr.’a karşı New York’un efsanevi salonu Madison Square Garden’da gerçekleşti. Tıpkı Hopkins maçında olduğu gibi, Calzaghe ilk rauntta yine yere düştü. Ancak bu, onu sadece daha da kamçıladı. Kalan 11 raunt boyunca Jones’u tamamen domine etti, yüzünü kan içinde bıraktı ve ezici bir oybirliği kararıyla (unanimous decision) galip geldi.
Emeklilik ve Miras: Zirvede Bırakan Yenilmez
46 maç, 46 galibiyet, 0 yenilgi. Joe Calzaghe, kariyerini zirvede, yenilmez bir şampiyon olarak noktaladı. Onun mirası, sadece rakamlardan ibaret değildir:
- Sadakat: Kariyeri boyunca babası Enzo tarafından çalıştırıldı. Bu baba-oğul dinamiği, boks tarihinin en dokunaklı ve başarılı hikayelerinden biridir.
 - Stil: Olağanüstü el hızı, inanılmaz bir çalışma temposu, sağlam bir çene ve tükenmeyen bir kalbe sahipti. Rakiplerini gücüyle değil, hızıyla boğardı.
 - İrade: Kariyerinde defalarca sakatlıklarla boğuştu, maçlarda yere düştü ama her zaman daha güçlü bir şekilde geri döndü.
 - Sembol: O, sadece bir boksör değil, tüm Galler halkı için bir gurur kaynağı, küçük bir ulusun dünya sahnesindeki dev temsilcisiydi.
 
2014 yılında Uluslararası Boks Onur Listesi’ne (International Boxing Hall of Fame) dahil edilen Joe Calzaghe, ringde bir savaşçı, ring dışında ise mütevazı bir aile babası olarak hatırlanır. Onun hikayesi, yeteneğin, azmin ve sarsılmaz bir inancın, en mütevazı başlangıçlardan bile bir efsane yaratabileceğinin kanıtıdır. Galler vadilerinden çıkan “İtalyan Ejderhası,” adını boks tarihine altın harflerle yazdırmış, yenilmez bir şampiyon olarak sonsuza dek yaşayacaktır.




